Tuesday, August 15

tool

 halüsinojen madde kullanmadan ruhsal yolculuğa çıkarabilecek bir gruptur tool. yani dmt'nin müzik halidir. müziklerini durmadan dinlemek ve hiçbir zaman son bulmasını istemediğim gruptur. son bulursa eğer çıkılan o dünyanın ardından gözümü açtığım dünya keyifsiz, tuzsuz gelmeye başlıyor. bir gaspar noé filmi gibidir tool.

 tool'da ilahi bir hava, spiritüellik vardır. o dört insan sizi alır kutsal bir yere götürür. dördü birden yaparlar bu işi ve elemanların hiçbiri ayrı kabul edilemez. biri diğerinden daha iyi de denilemez çünkü dört adam da bir olmuşlardır, birleşmişlerdir. eserlerinden bir tane anlam çıkarılamaz ki çıkarmak da hata olur dinleyen her insan kendine göre yorumlayıp içine alır.

 adam jones grubun sahnede yerinde duran, hareketsiz elemanıdır. sadece yerinde durarak birçok şey yapmaktadır. başta paul d'amour'la film işine girmeye çalışmışlar sonra tool'u yaratmıştır. belki filme adamadı hayatını ama parabola, aenima, sober ,vicarious, lateralus, schism' e `david lynch` gibi klipler çekti. kendi yaratıcılığının sınırı yoktur, her zaman gibson'ıyla yeni şeyler deniyor.(talk box). gitarını çalarken perdelerin dışına çıkıp efektleriyle yaptığı müziği coverlanamaz bir eşsizliğe ulaştırıyor.

 justin chancellor opiate'den ve undertow albümünden sonra paul d'amour'un yerine peach'ten gelmiştir tool'a. bas gitarının tonu insanın kafasını matkaplıyormuş gibi çekiçle vuruyormuş gibi hissettirir. gitarın tellerine de nazik davranmayan birisidir ki sırılsıklam ter içinde kalır sahne şovlarında. peach'te yarattıkları you lied parçasını da tool'da ne kadar iyi yorumladığı girişteki arpejden belli olmaktadır.

 danny carey güler yüzlü, basketbol şortuyla gezen, kalın sesli, dik oturan birisidir. bir ara internet sitesi vardı girildiğinde içinde kayboluyordu insan. gizemli olmayı seviyor. tool'un bestelerinde en çok katkısı bulunan insan danny carey'dir. bageti az sonra nereye vuracağını bilemez insan. sürekli de şaşırtır aksak ritimleriyle yani topallatır insanı. bazen arkasında büyük bir gongla bazen de yanında drum padlerle görülür.

 maynard james keenan grubun havalı, feminen, zeki şarkı sözlerinin genelini yazan elemanıdır. sözlerin tek bir anlamı yoktur hep olduğundan farklı felsefi bir anlamı vardır. konuşurken de böyle şarap yaparken de böyle bu adamda. şovlarında sütyenle görürüz evde denense de yapılamayacak danslarla görürüz onu. dansederken birden durur elini diyaframına koyar ve yüksek notalardan çok uzun bir süre denizli horozu gibi bağırabilir. asla da sesi kısılacakmış gibi gelmez. o çığlıklarını bir kenara atıp bir beyefendi olur `tori amos` ile birlikte bile görülür. deftones'tan `chino moreno`yla buluşur the passenger söyler ve nakaratının hiç bitmemesini istersiniz. tool'da 10000 days'te ilahi yaparken a perfect circle'ın `judith`'inde fuck your god diye bağırdığını duyabilir üniversite arkadaşıyla rage against the machine- know your enemy söylerken de bulabilirsiniz.

No comments:

Post a Comment