Monday, September 25

insanlar


  99 yılından itibaren internetin insan hayatına yerleşmesiyle beraber bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. günümüzde ise insanlara ulaşmak sosyal medya aracılığıyla rahatlıkla gerçekleştirilebiliyor. tanışıksız insanlar birbirlerine istediği gibi cümle kurabiliyor, yorum yapabiliyor, küçümseyebiliyor. bu cesareti bulabiliyorlar çünkü arkasına saklanabilecekleri maskelere sahipler. maske kişilik demektir insanların rolüne uymak için geliştirdikleri bir araçtır. bu maskelerin takıldığı en büyük yer ise sosyal medya. sosyal medya insanları içine çekiyor ve insanlar orada bir kişilik sahipleniyor. orada alışılan kişilik ekran dışındaki hayatta zor geliyor ve zoraki işlerini, buluşmalarını halledip bir an önce eve kaçmak, köşeye sıkışmak, ekranın başına geçmek isteniliyor. sosyal medyayı oluşturan insanlar bir başkalarıymış gibi dışarıdaki insanlara kör bir şekilde yargılamalar yapılıp, küçümseniyor. insanlara gerçek kimliğini ve hayallerini unutturan bir sosyalliktir bu. ve çok da normal geliyor gözlere. parmakların dokunuşlarıyla geçen hayatta eylemlilik potansiyeli de yok oluyor. hayaller ya da yaşamın ne olduğunu anlamaya çalışma eylemi de kendini kaybediyor. yaşam onların gözlerinde ölümü beklerken geçen can sıkıcı süreden başka bir anlama gelmiyor.

  kimlik arayışında beni bulmak yerine başkalarının yerine geçmek daha kolay geliyor. bir carmen, venüs ya da bir katil olmayı benimsemek ve başkalarının yerine yaşamak, hissetmek rahatsız etmiyor insanları ve bu sınırlı kişilikler arasında kalıplaşıyorlar, olmayan psikolojik hastalıklara bürünüp aykırı olma çabası içinde boğulurken olmayana odaklanmış beyinleriyle zehirleniyorlar, sıradanlaşıyorlar. özgün olmadan özgür olmaya çalışılıyor. her bireyin özü farklıyken, başkasının kimliğiyle yaşamak sıradanlık değil de nedir?

  yıkıcı, saldırgan, acımasız, alaycı olmak, mahremiyeti yok etmek, taciz etmek, yıkılacak tabu bırakmayana kadar uğraşmak özgürlük adı altında şüphe bile etmeden gerçekleştirilebiliyor. buna medeniyet demekten çekinilmiyor. medeniyete, yapıcılıkla yakın olabilecekken, değerler yıkılarak ulaşabilineceği sanılıyor. özellikle cinsel öğeler ve cinsel düşünceler sergilemek özgürlük, medeniyet sayılıyor. insan beyni medenileştiğini sandığı illüzyonun içinde ilkelleşiyor, mağara insanından bir farkımız kalmıyor, yozlaşıyoruz.

  insan ilişkilerinin içi boşalmaya başladı ve basitleşti. insanlarla iyi geçinmeye çalışmak, anlamaya çalışmak, taraf tutmamaya çalışmak yapmacıklık olarak algılanırken taraf tutup kutuplaşmak, fanatik olmak samimi geliyor.özgürlük perdesi arkasına saklanarak insanları taciz etmek basitleşti. onları damgalamak, cinsel sıfatlar yapıştırıp ona göre tavır alıp cüret bulmak basitleşti. herkes birbirine rahatça seni seviyorum diyebiliyor. cinsel  ilişki teklif edebiliyor. içinde bulunduğu dünya, insanları porno filmlerdeki gibi, kendi gibi, düşündüğüne inandırıyor. kadın küçük görülüyor.

  ilişki kurarken tanışmanın yeri kayboldu, herkes sabırsızlaştı, kısa yoldan elde etme çabası içinde kaybolundu. kısa yoldan başlanan ilişkiler kısa sürede bitiyor tek tek. senden başka bir erkek/kadın yok mu diyerek sonlanan bu ilişkilerle insanın değeri günden güne azalıyor, insan yok oluyor.


No comments:

Post a Comment